Sağlıkçıların Kars'ta 52 haftalık sessiz yürüyüşü
Kars'ta 52. haftasında sağlık çalışanları ve tıp ve diş hekimliği fakültesi öğrencileri, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek için düzenledikleri sessiz yürüyüşlerini devam ettirdi.
Her hafta olduğu gibi Fethiye Camisi'nin önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, taşıdıkları pankart ve yazılarla Bedesten'e yürüdü.
Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla Gazi Ahmet Muhtar Paşa Caddesi'nden yürüyüşe başladı. Faikbey ve Kazım Paşa caddelerinden Kars Kalesi bölgesindeki Gazi Kars Bedesten'e kadar sessiz yürüyüş yapan grup üyeleri hayatını kaybedenler için dua okudu.
Grup adına konuşan Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi histoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Erdem Toynak, "Sessiz Yürüyüşümüzün 52. Haftasında ilk yürüyüşümüzden tam 1 yıl sonra biz yine yeniden buradayız. Biz en hayırlı işin az da olsa devamlı olan olduğuna inanarak, 1 senedir yılmadan hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışıyoruz. Tüm dünya devletleri kör ve sağır rolünde zulmü seyretse de bizler kalbimizle, vicdanımızla izzetli Gazze halkının yanında olduğumuzu gösterdik, göstermeye devam edeceğiz." dedi.
Toynak açıklamasını şöyle sürdürdü: "
Soykırımcı ve lanetli zümre siyonistlerin tam 400 gündür 50 bine yakın insanı katlettiği Gazze yetmezmiş gibi Lübnan’ın güneyine başlattığı saldırılarda 850 bine yakın insan evinden oldu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki 700.000 Filistinliye sağlık hizmeti veren üç hastanenin 24 saat içinde tahliye edilmesini emretti. Kemal Advan Hastanesi, el Avdah Hastanesi ve Endonezya Hastanesi bu tahliye emrini aldı ve emre uymayanların Şifa Hastanesi'nde olduğu gibi tutuklanacağı ya da öldürüleceği tehdidiyle karşılaştı.
Artık ölü ve yaralı sayılarının, yıkılan şehirlerin, travmatize olmuş toplulukların, temel insani haklardan mahrumiyetin bu azgın azınlık ve destekleyicileri için hiçbir şey ifade etmediği net bir şekilde anlaşılmış oldu. Azgın köpek gibi etrafına saldıran bu mezmum yapının tasmasını elinde bulunduran güçlerin de maskesi düştü ve tüm dünyadan halklar güçleri yettiğince zalime zulmünü haykırmaya başladı.
İçimizde damla damla biriktirdiğimiz ve sel olup zalim güçleri perişan edecek soylu öfkemizle Gazze için elimizden ne geliyorsa yapacak, duayı ve boykotu hayat biçimi haline getirecek ve nesiller boyu aktarılacak bir bilinçle mücadele edeceğiz. Bizler gibi bu zulmü kabullenmeyen, zulüm karşısında ben ne yapabilirim diyen her bir fert için BOYKOT çağrımızı yineliyoruz.
Boykot; haksızlığa karşı bir duruş, bir haykırış ve bir meydan okumadır. Katillerin en büyük güç kaynağı olan iktisadi güçlerine karşı açılmış bir savaştır. Bu savaşın ne kadar etkili olabileceğine güzel bir örnek geçtiğimiz günlerde gündeme geldi. Dünyaca ünlü market zinciri Carrefour, Ürdün’deki 51 şubesini kapatarak ülkeden çekilmek durumunda kaldı. Aynı şekilde Malezya’da 100’den fazla Starbucks mağazası boykot nedeniyle kapanmıştı. Demek ki bireysel boykot çabaları çığ gibi büyüyüp, zulmü destekleyenlere bir darbe vurabiliyormuş. Nitekim, sonuçlarından bağımsız olarak boykot her bireyin ve devletin üzerine zarurettir. Dolayısıyla buradan yöneticilerimize sesleniyoruz:
Hastanelerimizde zulme gizli ya da açıktan destek veren hiçbir firmanın ilaçlarını istemiyoruz.
Türkiye üzerinden terörist İsrail'e giden ticari gemilere ve petrol akışına izin verilmemesini talep ediyoruz.
Herhangi bir şekilde zulme açık veya gizli verilen bir desteğin o kişi ve kurumun bekçileri için yeterli bir vebal olduğuna inanıyoruz.
Şuna emin olun ki, bu taleplerin yerine getirilmesi için ödeyeceğiniz her türlü bedele bizler hekim ve sağlık çalışanları olarak ve bu davaya gönül vermiş tüm hak erleri olarak bedenimiz ve ruhumuzla ortak olmaya hazırız.
Dünyadaki en özgür kara parçası olan Gazze’ye ve onun hür insanlarına selam olsun…"
Basın açıklamasının ardından grup dağıldı.
FACEBOOK YORUMLAR