Karslı Yazar Sinan Aydemir'in "Köyümün Masalları" kitabı çıktı

Kars Ani Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Gürbüz Sadıkoğlu’na bu anlamlı takdimlerinden dolayı teşekkür ederek imzalı kitabını hediye etti.

Karslı Yazar Sinan Aydemir'in "Köyümün Masalları" kitabı çıktı
22 Ocak 2025 - 08:48


Kars Ani Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Gürbüz Sadıkoğlu, Kars kültürüne yapmış olduğu katkılardan dolayı yazar Sinam Aydemir’e teşekkür plaketi takdim etti. Kilime işlenmiş Türk bayrağı da hediye eden Başkan Sadıkoğlu, Kars’ın kültürüyle ilgili kitap çalışmalarının devam etmesini beklediklerini söyledi.
Kars Ani Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Gürbüz Sadıkoğlu’na bu anlamlı takdimlerinden dolayı teşekkür ederek imzalı kitabını hediye etti.
KİTAP HAKKINDA
Sinan Aydemir kitapla ilgili şu bilgileri verdi:
Hekât konusunda akranlarımın içerisinde en
şanslı çocuklardan olduğumu söyleyebilirim. Çünkü annem, hekât anlatmayı biliyordu. Komşu
çocuklarıyla birlikte soğuk kış gecelerinde sobası
yanan bir iki odalı evlerimizde anlatılan hekâtları
hayalimizde filmleştirerek kurgular, hafızamıza
yerleştirir, uyurken tekrar tekrar seyrederdik. Bazen bir hekâtı tekrar tekrar anlattırırdık. Şimdiki çocukların çizgi film seyretme yaşları bizim için masal dinleme yaşlarıydı.
Kars ili Akyaka ilçesi, İncedere köyünde geçen
çocukluğumuzda aklımız ilk ermeye başladığı,
anlama ve kavrama yetimizin yeni yeni oluştuğu
zamanlarda zevkle, merakla, heyecanla dinlediğimiz kısa hikâyelere bizim yöremizde hekât denilmekteydi. Genel adı ise bilindiği üzere masaldır.
Hêkâtlarda olayların geçtiği yer ve zaman
bilinmez genel ifadeler kullanıldığından, hayalimizde bilindik bir yeri birleştirirdik. Canlılar ise peri, dev, cin, ejderha, ifrit vs. gibi kahramanlardan oluşur, bazen rüyalarımıza girer, bazen karanlıktan korkmamıza neden olurlardı. Masal içinde bahsedilen padişah, hangi padişah bilinmez bazı yer isimleri verilse de zamanı verilmez bilinmez.
Anlatılan hêkatların kuşkusuz çok eski bir
geçmişi var. Çünkü bugün bir yörede anlatılan bir
masalın başka bir yörede de anlatılageldiğini
görebiliyoruz. Demek ki masallar daha ilk insan
topluluklarının oluşmasıyla, büyük olayların, cesaret örneklerinin ağızdan ağıza anlatılmasıyla toplum içerisinde yaşamış ve nesillerce aktarılmış, sözlü kültürümüzün bir dalı olarak günümüze ulaşmıştır.
Yaşanmış gerçek kahramanlıklar anlatımlarla
değişikliğe uğramış, zaman kavramı kaybolmuş ve unutulan kısımlarını anlatanların hayal gücü
doldurmuştur. Ama özünde bulunan iyi olma ve
iyilikten yana olma duyguları hep masalların içinde saklı kalmıştır. Masallarda bütün güzellikler iyilerde, bütün çirkinlikler ve çirkin huylar kötülerde toplanmıştır. Hepsinde çocuklarımız için çıkarılacak dersler vardır.
Masallarımızda hayal gücünün sınırı olmadığı
gibi, iyilerin başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
Hayvanlar sihirli olabilir ve konuşabilirler. Bir anda Köyümün Masalları anka kuşu ile yedi kat gökyüzüne gidebilir, bir anda yeraltı ülkesi sultanıyla görüşebilirsiniz. Yerin yedi
kat altında bir koça binebilir, akça bir nehirde
yüzebilirsiniz. Dev bizim masallarımızın en önemli
kahramanıdır. Kötü devler ne kadar güçlü olsa da her seferinde iyi bir insan onu alt eder.
Bizim köyümüze ait masallar genellikle
kadınların anlatımıyla devam etmiştir. Gerçi artık
masal anlatıcısı son nesil yetmiş yaş üzeri ve sayıları bir elin parmakları kadar kalmış ve teknolojinin olumsuz etkisiyle, bu anlatıcılardan yeni nesile aktarılmamış görünmektedir. Bu nedenle zaman bu değerlerimizin aleyhine işlemekte, masal bilen insanlarımızın yaşlı olması bu hazineleri hafızasında tutan insanların gün geçtikçe sayısının azalması ya da artık anlatılmadığı için hafızalardan silinmesi,
unutulması demektir. Maalesef çocukluğumuzun en güzel hatıralarını barındıran masallarımız son
anlatıcılarıyla birlikte göçüp gitmektedir. Bende bu konuda görevimi yaptığımı düşünerek masallarımız kaybolmadan en azından bildiğim ve toplayabildiğim kadarını, yarım bilinenleri ise araştırıp tamamlayarak, kaydedilmelerini sağlamaya çalıştım.
Son olarak kitabı hazırlarken bana yardımını
esirgemeyen eşim Birsen Aydemir’e, her
anımsadığım masalı bulmam için, hafızasında
olanları bana aktaran ve yol gösteren aynı zamanda,çok sayıda masala kaynaklık ederek beni cesaretlendiren annem Gülkız Aydemir’e, kıymetli yengem (Hanım ismiyle bilinen) Resmigül Kaya’ya, komşu köyümüz Kalkankale’den Bahri Okçu ve oğlu Metin Okçu’ya, kayınvalidem Terlan Bulut’a, kayınbabam Bahri Bulut’a, baldızım Ayşe Bulut’a, çocukluk arkadaşım Gürkan Bulut’a, eski söz ve tabirlerde kaynaklık eden Fahri Bulut’a, aslen Erzurumlu olup katkı sunan Hatice Koklu nineme, Yeniceli Necip Kara’ya ve kendi eseri olan masalıyla karınca kararınca desteğini esirgemeyen sevgili Mehmet Emin Kalaylı’ya, kitabımın kapak resmini çizen Ünal Sarıkaya’ya çok teşekkür ederim. Ayrıca şimdi aramızda olmayan (Mehri bibi) Mihriban Kocabey, amcam Mehmet Aydemir ve babam Ahmet Aydemir’e Allah’tan rahmet diliyorum. Hadi toplanın tandır başına. Ayaklarımızı sallayalım tandıra kavurga dolduralım siniye. Hem yiyelim hem anlatalım. İyi okumalar”
Sinan Aydemir ayrıca şu ifadelere yer verdi:
“Bu kitap kocaları gurbette iken, ocaklarını
tüttürüp çocuklarını sevgiyle, masallarla büyüten
annem ve köyümüzün bütün annelerine ithaf
edilmiştir.
Bacadan baktım idire göz, biri ala biri boz.
Bindim bozun boynuna, sürdüm urum yoluna. Urum yolu derbeder, içinde maymun oynar. Maymuncuğu ürküttüm, sağ kulağını kırpıttım. Dağdan gelen arılar, vurdu kolumu kırdılar. Kolum kazanda kaynar, oğlak önümde oynar. Oğlağı yere vurdum. Yer bana darı verdi. Darıyı kuşa verdim, kuş bana kanat verdi.
Uçtum gittim hak kapısına. Kilimci kilim dokur,
halıcı halı dokur, benden küçük kardeşim, Allah’ın
kelamını okur.
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler
cirit oynarken eski hamam içinde. Enteşeden,
menteşeden çerçi çıktı şu köşeden, ay efendim, vay efendim, tokalarım var efendim. Maydanozum yarpuzum var, koca koca karpuzum var. Karpuzları da karpuz mu ya, ne tartıya gelir, ne teraziye. Ne arşına gelir ne endazeye. Alamadım kurşun attım meteliğe. Boynuma taktım bacayı. Peşime taktım
hocayı. Dolaştım kapı kapı. Dilendim topladım
günışığı, eve getirdim ay ışığı. Beni dinleyenler yedi dünya barışığı.”
MASALLARIM İSİMLERİ:
ADAM OLAMAMIŞSIN
AH KIZ SENİ VAH KIZ SENİ
ALTIN KENKİLLİ (KÂKÜLLÜ) OĞLAN
ASALET Mİ, TERBİYE Mİ?
BEYAZ YILAN
AYAĞINA DİKEN BATAN HOROZ
AYI KULAK
AKIL İLE MAL
BETER
BİR GÖZE BİR GÜL
CULUN
ÇİL AT
ÇEMİ İLE MEMİ
DÜNYANIN KUTBU
DÜNYA GÜZELİ SULTAN
HESENEK
İYİLİKTE, KÖTÜLÜKTE KENDİNE
KÂFTARKÜSGİ
KARA İNEK
KEÇEL OĞLAN
KÜÇÜK ŞEHZADE
NİNE İLE TİLKİ
NUŞİREVAN PADİŞAHI
PERİ KIZI
ŞAHOĞLU ŞAH ABBAS
TAMAHKÂR VEZİR
ŞANGULUM, ŞUNGULUM, GARAÇI DINGILIM
ÜÇ YALAN
ŞAŞTIM ŞAŞTIM
VUR TOKMAĞIM VUR
YAŞLI AKLI
YEDİ KARDEŞ
ZALOĞLU RÜSTEM
ÜÇ NASİHAT
SOFU KURT
ZÜMRÜDÜ ANKANIN UTANCI
ULU ÇINAR
AYKIZ
(YERLİ ŞÎVESİYLE)
SİNAN AYDEMİR KİMDİR?
1 Nisan 1975 tarihinde Kars’ta doğdu. Kamu
yönetiminden mezun olduktan sonra yüksek lisansını bankacılık ve finans üzerine tamamladı. Halen bir kamu bankasında şube müdürü olarak görev yapmaktadır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

şutbetsekabetmariobetdinamobetBetparkyuubetmarsbahismeritkingholiganbetcasibomjojobet2024beonbet1xbetbetciomobilbahisbetturkeyPiabetvdcasino twitterbetebetbetist twitterbetonbet twitterimajbetonwinpusulabetmostbet